Glokom Tedavisi ( Göz Tansiyonu)

Selektif Lazer Tedavisi (SLT) Göz tansiyonu tedavisinde Lazer dönemi...

Glokom (Göz tansiyonu) ileri safhalara kadar belirti vermeyip tedavi edilmediğinde körlükle sonuçlandığından erken teşhisi çok önemlidir.

  • Ailesinde glokom hastalığı olanlar,
  • Yaşı 40 üzerinde olanlar,
  • Kortizon kullananlar,
  • Göz yaralanması geçirmiş olanlar 1-2 yılda bir göz muayenesi olmalıdırlar.

Sadece göz tansiyonun ölçülmesi glokom hastalığının erken teşhisi için yeterli değildir. Glokom Birimimizde hastalarımızın düzenli takipleri göz tansiyonu ölçümleri ve görme alanı tetkikleriyle yapılmaktadır. Göz tansiyonu ölçümleri Türkiye'de sadece kliniğimizde bulunan Mentor Pneumatic Tonography cihazlarıyla, görme alanı testleriyse dünya standardı Zeiss Humphrey 750 Field Analyser ile yapılmaktadır. Zeiss Humphrey 750 Field Analyser cihazının en önemli özelliği hastanın testi doğru yapıp yapmadığını gösteren istatistik programlarının olması ve özel blue-on-yellow programı ile glokom hasarını 2 yıl öncesinden tesbit edebilmesidir. 2002 Mart ayında hizmete giren Heidelberg Engineering HRTIII Optic Nerve Head Analyser cihazıyla erken tanı olanaklarımız en üst seviyeye çıkmıştır. Glokom hastalarımız kliniğimizde ilaç, laser veya ameliyat ile tedavi edilebilmektedir. Glokom broşürümüzü Hasta Bilgilendirme sayfasından okuyabilirsiniz.

GLOKOM NEDİR?

Glokom, gözün görme sinirine zarar vererek görme kayıplarına ve körlüğe neden olabilen bir grup hastalığa verilen isimdir. Glokom göz içindeki sıvı basıncının yükselmesi ile ortaya çıkar. Erken tanı ve tedavi ile görme kayıpları önlenebilmektedir.

OPTİK SİNİR NEDİR?

Optik sinir bir milyondan fazla lifden oluşan bir sinir demetidir. Retina tabakası ile beyin arasında ileti sağlar. Retina gözün arka tarafında yer alan ışığa hassas bir doku tabakasıdır. Net görmenin sağlanabilmesi için sağlıklı bir optik sinir gereklidir.

GLOKOM ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Açık açılı glokom en sık karşılaşılan glokom çeşididir. Diğer glokom tipleri daha nadir olarak görülmektedir.

DÜŞÜK VEYA NORMAL BASINÇLI GLOKOM

Normal göz içi basıncına sahip insanlarda optik sinir hasarının ve görme kayıplarının ortaya çıkmasıdır. İlaçlarla göz içi basıncının en az % 30 düşürülmesi ile bazı hastalarda hastalığın ilerleyişi yavaşlatılabilir. Düşük göz içi basıncına rağmen ilerleme devam edebilir. Ayrıntılı bir özgeçmiş sorgulaması ve yapılacak incelemeler sonucunda düşük sistemik kan basıncı gibi risk faktörleri kolaylıkla tespit edilebilir. Eğer hiçbir risk faktörü tespit edilmemişse tedavi seçenekleri açık açılı glokom ile aynıdır.

AÇIK AÇILI GLOKOM

Açık açılı glokom genellikle her iki gözü de etkileyen, kronik, yavaş ilerleyen glokom çeşididir. Glokom türleri arasında en sık karşılaşılanı açık açılı glokomdur. Ön kamara açısı açıktır ancak göz içi basıncı yüksekliği ve görme alanı defektleri bulunmaktadır. Açık açılı glokom, sinsi seyirli, ağrısız, yavaş ilerleyen bir hastalıktır. Bu nedenle sık kontrol edilmeyen hastalarda görme kayıplarının belirginleştiği ileri dönemlerde fark edilir. Glokom hastalarının yakın akrabalarında bu hastalığa yakalanma riski diğer insanlara göre 5-6 kat daha fazladır. Bu nedenle özellikle bu kişiler periyodik kontrollerini ihmal etmemelidirler.

KAPALI AÇILI GLOKOM

Gözün ön tarafındaki sıvı açıya ulaşamaz ve gözden drene olamaz. Açı irisin bir kısmı tarafından kapatılmış durumdadır. Bu tip glokom hastalarında ani göz içi basıncı yükselmeleri görülebilir. Gözde ağrı, sulanma, kızarıklık, bulanık görme gibi bulgular ortaya çıkabilir. Bu durumda hızlı bir şekilde müdahale etmek gerekmektedir. Bu tıbbi açıdan acil bir durumdur. Eğer doktorunuza ulaşamıyorsanız en yakın kliniğe başvurmalısınız. Tedavi edilmezse bir iki gün gibi kısa bir süre içerisinde körlüğe kadar ilerleyebilir. Genellikle lazer ve ilaç tedavisi ile açı önündeki engel ortadan kaldırılarak görme kayıpları önlenebilmektedir.

KONJENİTAL GLOKOM

Konjenital glokomlu bebeklerin, doğumdan itibaren açıda sıvı drenejını yavaşlatan bir defekt bulunmaktadır. Bu bebeklerde ışık hassasiyeti, gözlerde sulanma ve kornea bulanıklığı gibi belirgin semptomlar bulunmaktadır. Bu hastalara genellikle koruyucu cerrahi tedavi önerilir. Çünkü ilaç tedavisinin bebeklerde ne derece etkili bir tedavi olduğu ve yan etkileri tam olarak bilinmemektedir. Ayrıca bebeklerde ilacı uygulaması zordur. Cerrahi tedavi etkili ve güvenlidir. Vakit kaybetmeden cerrahi tedavi uygulanırsa bu bebekler net görebilme şansına sahip olurlar.

EDİNSEL GLOKOMLAR

Glokom hastalığı başka medikal problemlere ikincil olarak da gelişebilir. Göz cerrahisi, ileri düzeyde katarakt, göz yaralanmaları, bazı tümörlere ve üveite bağlı olarak glokom hastalığı oluşabilir. Örneğin; pigmenter glokom, iristen ayrılan pigmentlerin açıyı kapatması ve sıvı drenajını yavaşlatması sonucu gelişen bir glokom türüdür. Nadir de olsa şeker hastalarında da neovasküler glokom denilen bir glokom çeşidi oluşabilir. Bazı insanlarda kortizonlu damlalar da glokoma sebep olabilir. Tedavide ilaçlar, lazer cerrahisi veya konvensiyonel cerrahi uygulanabilir.

SEBEPLERİ VE RİSK FAKTÖRLERİ

Gözün ön kısmındaki bölmeye ön kamara adı verilir. Ön kamarada sürekli bir sıvı akımı vardır, bir taraftan sıvı gelir ve açı denilen, kornea ile irisin birleştiği bölgeden gözü terk eder, bu arada yakın dokuların beslenmesini sağlar. Sıvı açıya ulaştığında süngerimsi bir yapı tarafından direne edilir ve gözden ayrılır. Bazen bu sıvının drenajı yavaşlar ve göz içi sıvı basıncı artarak optik sinire hasar verecek düzeylere ulaşabilir. Yüksek göz içi basıncı optik sinire hasar vermekte bu da görme kayıpları ile sonuçlanabilmektedir. Bu nedenle göz içi basıncını kontrol etmek çok önemlidir.

YÜKSEK GÖZ İÇİ BASINCINA SAHİP HERKES GLOKOM HASTASI MIDIR?

Yüksek göz içi basıncına sahip olmanız glokom hastalığı için riskli grupta olduğunuz anlamına gelmektedir. Sadece optik siniri hasar görmüş hastalara glokom tanısı konulur. Optik sinir hasarı yoksa göz içi basıncı yüksek bile olsa glokom tanısı konmaz ancak riskli grupta değerlendirilir. Göz hekiminizin önerilerini dikkatle uygulamanız gerekmektedir.

YÜKSEK GÖZ İÇİ BASINCI OLAN HER İNSANDA MUTLAKA GLOKOM GELİŞİR Mİ?

Göz içi basıncı yüksek bulunan her hastada glokom hastalığı gelişmez. Bazı insanlar yüksek göz içi basıncını daha iyi tolere edebilirler. Belirli bir göz içi basıncı bir kişi için yüksek iken aynı derecede yükseklik bir diğeri için normal olabilir. Glokom hastalığının gelişip gelişmeyeceği optik sinirin zarar görmeden tolere edebileceği göz içi basıncının derecesine bağlıdır. Bu sınır değer herkes için farklıdır. Bu nedenle damla konularak yapılan bir göz siniri muayenesi çok önemlidir. Bu şekilde göz hekiminiz sizin için normal olan basıncın derecesi ile ilgili fikir sahibi olacaktır.

GÖZ İÇİ BASINCI YÜKSEKLİĞİ OLMAKSIZIN GLOKOM GELİŞEBİLİR Mİ?

Glokom hastalığı göz içi basıncı yükselmeden de gelişebilir. Buna düşük basınçlı glokom adı verilir ve açık açılı glokom kadar sık görülen bir durum değildir.

GLOKOM İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

  • 60 yaşının üzerindeki kişiler
  • Ailesinde glokom hastası bulunanlar ( genetik yatkınlık )
  • Göz yaralanmaları
  • Şeker hastalığı
  • Uzun süreli kortizon tedavisi
  • Yüksek, düşük kan basıncı
  • Miyopi
  • Şeker hastalığı
  • Migren

Ayrıntılı bir muayene ve yapılacak tetkikler sonucu risk faktörleri tanımlanabilir, göz içi basıncı, kornea kalınlığı, optik sinir analizleri bu incelemeler arasında önemli bir yer tutar. Riskli gurupta yer alan kişilere uygulanacak ilaç tedavisi ile glokom gelişmesi yaklaşık olarak hastaların yarısında engellenebilmektedir. Riskli gruptaki hastalara her yıl ayrıntılı bir göz muayenesi yapılmalıdır.

GÖRME KAYIPLARINI ENGELLEMEK İÇİN NELER YAPILMALI?

Yapılan çalışmalar sonucunda erken tanı ve tedavinin ciddi görme kayıpları ortaya çıkmadan engellemede en önemli yol olduğu ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak riskli grupta yer alan kişiler yılda bir göz hekimi tarafından muayene edilmelidir. Eğer size damla kullanmanız önerilirse damlalarınızı her gün düzenli olarak kullanmalı ve kontrollerinizi ihmal etmemelisiniz. Yüksek risk gurubunda yer alan aile üyelerinizi ve arkadaşlarınızı da bu konuda uyarmalı ve iki yılda bir muayene olmalarını sağlamalısınız. Unutmayın ki erken tanı ve tedavi hastalığın ilerleyişini yavaşlatır ve görme kayıplarını engeller.

SEMPTOMLAR

Hastalığın ilk aşamalarında herhangi bir belirti yoktur, görme kaybı henüz gelişmemiştir ve ağrı olmaz. Hastalık ilerledikçe kişi görmede azalması olduğunu fark eder. Önünü net görebilir ancak yanlarda kalan cisimleri göremeyebilir. Tedavi edilmezse görme kaybı ilerler ve hasta çevreyi göremez sanki bir tünelden içeri bakıyor gibi görmeye başlar ve tamamen görme kabı ile sonuçlanır. Glokom bir gözü veya her iki gözü birden etkileyebilir.

GLOKOM TANISI NASIL KONULUR?

Tanı ayrıntılı bir muayene ve yapılacak testlerden sonra konulabilir. Glokom hastalığı hayat boyu tedavi gerektiren bir hastalık olduğundan aşağıdaki testler yapılmadan tanı kesinleştirilmemelidir: *Göz tansiyonu ölçümü *Santral kornea kalınlığı ölçümü *Bilgisayarlı görme alanı tetkiki *Optik sinir başı topografisi

TEDAVİ

Uygulanacak tedavilerle kaybedilen görme geri gelmemekte ancak görme kayıplarının ilerlemesi önlenmektedir.

İLAÇ TEDAVİSİ

Göz damlaları veya ağızdan alınacak tabletler erken dönemde en sık kullanılan tedavi yöntemidir. Bazı ilaçlar göz içi sıvı üretimini azaltarak, bazıları ise üretilen sıvının gözden uzaklaşmasını kolaylaştırarak etkili olmaktadır. Tedaviye başlamadan önce doktorunuzu varsa kullandığınız diğer ilaçlar hakkında bilgilendirin. Glokom ilaçları günde birkaç kere kullanılabilir. Birçok kişide hiçbir yan etki görülmez. Nadiren baş ağrısı veya gözde yanma, kızarıklık gibi başka bir takım yan etkilere sebep olabilir. Glokom için kullanılabilen farklı ilaçlar vardır bu nedenle size önerilenle sorun yaşarsanız bunu doktorunuza bildirin. Doktorunuz ilacınızın dozunda değişiklik yapabilir veya size başka bir ilaç önerebilir. Glokomun hastayı uyarıcı bir belirtisi olmadığı için hastalar genelde ilacı kullanmayı bırakır veya unutur. İlaçlar sadece kullanıldığı sürece etkilidirler, bu nedenle ilaçları düzenli kullanmak gerekir. Doktorunuzdan damlalarınızı nasıl kullanacağınızı iyice öğrenmeli ve uygun şekilde uygulamalısınız.

LAZER TRABEKÜLOPLASTİ

Bu operasyonla göz içi sıvının gözden uzaklaşması sağlanır. Hastalığın herhangi bir evresinde size bu ameliyat önerilebilir. Bu ameliyat sonrası da damlalarınıza devam etmeniz gerekebilir. Bu işlem doktorunuzun kliniğinde yapılabilir. Öncesinde gözünüze damla konulur ve sizden lazer cihazının karşısına oturmanız istenir. Doktorunuz özel bir lens kullanarak lazer ile tedavinizi uygular. İşlem sırasında kırmızı veya yeşil renkte parlak ışıklar görebilirsiniz. Bu uygulama ile göz içi sıvının drenajı kolaylaştırılır. Diğer operasyonlar gibi bu uygulamanın da yan etkileri vardır. İşlemden sonra damla kullanmanız gerekebilir ve yine göz tansiyonlarınızın takip edilmesi gerekmektedir. Eğer her iki gözünüzde de glokom varsa bu uygulama teker teker yapılır. Aynı anda yapılması önerilmez. Lazer tedavisi her göz için birkaç gün ila birkaç hafta sürebilir. Yapılan çalışmalar sonucu lazer tedavisinin göz içi basıncını düşürmede oldukça etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak zamanla etkisi azalabilmekte ve yeni tedavilere ihtiyaç duyulabilmektedir.

SELEKTİF LASER TRABEKÜLOPLASTİ (SLT) GLOKOM TEDAVİSİ

Glokom (göz tansiyonu), göz içinde yer alan sıvı basıncın görme sinirlerinde hasar, görme alanında azalma oluşturacak kadar yüksek olması sonucu ortaya çıkan bir göz rahatsızlığıdır. Açık açılı glokom en çok görülen tipidir. Glokom, göz içi sıvısını dışarı boşaltan kanallarda tıkanıklık oluşması sebebiyle sıvının gerekli miktarının boşalamaması ve bu nedenle göz içi basıncının artması sonucunda gerçekleşir. Glokomda (göz tansiyonu), görmede azalma gerçekleştikten sonra eski hale dönüş olmaması nedeniyle erken dönemde tespit ve tedavinin önemini ortaya koymaktadır. Tedavi yöntemlerinde, göz içi sıvısının oluşumu azaltılarak veya dışarı akışı arttırılarak hastanın göz sağlığına kavuşması sağlanır. Bugüne kadar göz içi basıncını normal sınırlara indirmek için göz damlası kullanımı ilk tedavi seçeneği olarak yer almıştır. Fakat kullanılan damlaların pahalı olması, hastaların düzenli kullanmaması, yan etkileri gibi sebepler göz tansiyonu hastalarının iyileşme oranlarının düşmesine sebep olmaktadır. İlaç ile tedavi yöntemlerinin olumsuz etkenleri alternatif tedavilerin gelişmesine zemin sağlamıştır. Glokom tedavisinde dünyada 50 yıldan beri cerrahi müdahaleler uygulanmaktadır. Fakat damla ve lazer tedavisi görmelerine rağmen, görmesini kaybeden hastalarda son çare olarak cerrahi yöntemler tercihedilmektedir. Glokom cerrahisi başarılı olsa bile lazer ve damla tedavisi yöntemlerine göre yüksek oranda risk içermektedir. Göz tansiyonu tedavisinde geliştirilen Selektif tedavi yöntemleri, hastaları ilaç tedavisi olmaktan ve ameliyatlarda görülme ihtimali olan risklerden uzak tutulmalarını sağlamaktadır. Bu tedavi yöntemlerinde ilk kullanılan Argon Lazer Trabeküloplasti (ALT) yöntemi olan lazer yöntemidir. Bu tedavinin yeteri ölçüde etkili olmaması ve lazer yapılan alanların tekrar kapanarak basıncın yükselmesine neden olması farklı yöntemlerin gelişmesine neden olmuştur. Son yıllarda dünyanın büyük bölümünün ve FDA'nın da onaylayıp kullanmış olduğu yeni lazer tedavi tip ‘Selektif Lazer Trabeküloplasti' (SLT) olmuştur. Cihaz açık açılı glokomun tedavisinde dünyada, ülkemizde ve hastanemizde güvenle kullanılmaya başlanmıştır.

ALT den farklı olan SLT lazer esasen kanal sisteminde görünen yara izi oluşturmaz. SLT göz kanalının şişmesine ve tıkanmasına sebep olan intraceluler pigmentlerinin seçici olarak ayrılması prensibi ile çalışmaktadır. SLT lazer yaşa bağlı olarak tıkanmış ve daralmış kanal gözeneklerini genişletir ve açar. Selektif Laser Trabeküloplasti (SLT) Argon Lazer Trabeküloplasti (ALT)'ye oranla etkili ve güvenilir bir alternatif tedavi yöntemi olduğu belirtilmektedir. Aynı zamanda SLT primer tedavi olarak uygulanabilmesi yanı sıra, medikal tedavi ile kontrol altına alınamayan hastalarda ve ALT sonrası GİB (Göz içi Basıncı) artısı olan olgularda önerilen tekrarlanabilir tedavi yöntemi olduğu belirtilmektedir. Günümüzde SLT, açık glakomun primer tedavisinde artık ALT' nin yerini almaktadır. Argon lazer prosedürünün aksine SLT açık glakomlu tüm hastalarda kullanılabilmektedir. Örneğin,

  • Yeni teşhis edilmiş glokom hastalarında ilk tedavi basamağı olan göz damlalarının yerine,
  • Bir veya daha fazla gözyaşı damlası kullanan glokom hastalarının damla ihtiyacının azaltılması veya elimine edilmesinde,
  • Uzun süredir tedavi gören, bir veya iki defa ALT tedavisi almış kronik glokom hastalarında daha fazla ALT tedavisi alamayacaklarından dolayı tercih edimektedir.

KONVENSİYONEL CERRAHİ

Bu cerrahi yöntemle sıvının gözden uzaklaşabileceği yeni bir yol oluşturulur. Bu da size doktorunuz tarafından herhangi bir dönemde önerilebilir. Genellikle ilaca ve lazer tedavisine rağmen göz içi basıncı düşürülemeyen hastalara önerilir. Bu cerrahi göz kliniğinde veya hastanede uygulanabilir. Operasyon öncesi rahatlamanız için ilaç verilir. Gözünüz iğnesiz yöntemle, damla damlatılarak uyuşturulur. Sıvının gözden uzaklaşabileceği bir yol oluşturabilmek için küçük bir doku parçası kesilerek alınır. Operasyondan sonraki birkaç hafta boyunca infeksiyondan ve inflamasyondan korunmak için damla kullanmanız gerekir. Bunlar ameliyat öncesinde kullandığınız damlalardan farklıdır. Bu işlemde aynı anda iki göze birlikte uygulanmaz. Dört altı hafta içinde tamamlanır. Göz içi basıncını düşürmede %60 ila % 80 etkilidir. Eğer yeni oluşturulan yolda zaman içinde daralma olursa ameliyatı tekrarlamak gerekebilir. Bu cerrahi özellikle daha önce katarakt gibi göz ameliyatı olmayan hastalarda etkilidir. Bazı hastalarda operasyon sonrası görme kalitesinde bir miktar bozulma olabilir. Katarakt, kornea problemleri, göz içi inflamasyonu ve infeksyonu gibi yan etkileri vardır. Bazı hastalarda görmede gölgelenmeler olabilir.

GLOKOM DAMLALARI NASIL KULLANILIR?

Size önerilen göz damlalarını hekiminizin önerilerine uygun şekilde, düzenli olarak kullanmanız gerekmektedir. İlaçlarınızı düzenli ve uygun şekilde kullanmanız etkinliklerini arttırmakta ve yan etki görülme oranını azaltmaktadır. Damlanızı damlatmadan önce ellerinizi yıkamalısınız. Başınızı arkada doğru eğip damlayı alt göz kapağınızın içine damlatmalısınız. Bir elinizle damla şişesini alıp diğer elinizle alt göz kapağınız aşağıya doğru çekerek damlayı damlatabileceğiniz bir cep oluşturabilirsiniz. Eğer bir kereden fazla damlatıyorsanız veya birden çok damla kullanıyorsanız ikinci damlayı damlatmadan önce en az beş dakika beklemeniz uygun olacaktır. Damlayı damlattıktan sonra göz pınarınıza parmaklarınızla bir dakika kadar baskı uygularsanız damla gözyaşı kanalına giremez ve yan etki riskini bir miktar azaltmış olursunuz.

UNUTMAYIN !

  • Glokomda erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Göz kontrollerinizi ihmal etmeyin!
  • Glokom kronik bir hastalıktır ve damlalarınızı her gün kullanmanız gerekir!
  • Tedavi ömür boyu sürer!
  • Görme yeteneğinizi koruyabilmek için kararlı ve sabırlı olmalısınız!